25 Nisan 1915 Çanakkale’de Kara Savaşları’nın en ateşli geçtiği ve Anzaklar’ın yenildiği ve de Türk Milleti için zaferin müjdelendiği gündür. (Anzakların burada yaşadıkları yenilgiden dolayı, 25 Nisan’ı Milli tatil olarak ilan etmişlerdir. Ayrıca her yıl “Anzak Günü” adıyla Anzak Koyunda törenler düzenleyerek, şehitlerini anmaktadırlar.)
İşte Çanakkale’de savaşın en kızgın anlarının yaşandığı sıralarda, dünyanın öbür ucunda yani “Pak=temiz” insanların ülkesi Pakistan’ın (o tarihlerde Hindistan ile beraber) Lahor kentinde, en büyük alanlardan birinde, halkın büyük bir ilgi gösterdiği muhteşem bir miting düzenlenir. Miting de konuşan Muhammed İkbal’dır. Muhammed İkbal kimdir. Pakistan’ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde 1873’te doğan Muhammed İkbal, Pakistan’ın İngiliz sömürgesi olmaktan kurtulması için mücadeleyi başlatan kişilerden birisidir. En önemlisi ise Birinci Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri’nin Osmanlı Devleti’ne vahşice saldırısını hazmedemeyen muhteşem insandır. Halifelik makamı olan Pay-i taht İstanbul yok olmasın diye tâ Pakistan’da Osmanlı’ya para ve gönüllü mücahit toplayan kişidir. Sonrasında Kurtuluş Savaşı yıllarında, Pakistan halkını, Türk milli mücadelesine destek vermek için örgütleyerek,
Kadın, efendiye dönerek, işte İslam Kadını bu dedirtecek ve oradakileri yüreğinden vuracak sözleri söyler;
Şimdi sen diyorsun ki; Çanakkale’ye gönderilecek bir silah için koklamaya doyamadığın yavrunu niye sattın öyle mi? Osmanlı zayıf düştüğünden beridir, yanı başımıza kadar gelen İngilizlerin yaptığı zulümler ortada. Bugün Muhammed İkbal dedi ki; Eğer Osmanlı’nın son kalesi olan Çanakkale’de geçilirse, Hilafet kalmaz ve iyi bilin ki sıra sizdedir. Eğer İngiliz buraya da gelir, namusumuza el uzanır, bayrak iner, vatan toprağı düşmanın pis çizmeleri altında çiğnenirse, çocuğum olsa ne olur, olmasa ne olur. İşte bu yüzden hiç tereddüt etmeden sattım yavrumu. İngilizlere köle olacağına size hizmetkar olsun.
Anadolu kadınından farklı düşünmeyen bu Pakistanlı kadının duyarlılığından çok etkilenen zengin efendi dersini alır. Bu sözler üzerine, hizmetkarlarına derhal çocuğu kadına geri vermelerini emreder. Ardından yüklü bir miktar daha parayı miting meydanına gönderir.”
Yani; o gün dünyanın neresinde Türk ve Müslüman varsa Osmanlı’ya karşı yapılan bu haksızlığı durdurmak için elinden gelen her yardımı yapmaktan geri durmamıştır. Mehmetçik ise ona güvenen Müslüman dünyanın yüzünü güldürerek; dünya devletlerinin saldırısına rağmen başını dik tutmuştur.
Mehmet Akif’in dediği gibi,
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
Unutulmasın ki; Çanakkale Zaferi dünyadaki bütün Türk ve Müslüman toplumlarının zaferidir.
(ÖNCE VATAN)