Aşağıda kısaltarak aktardığımız bu yazı 19 Nisan’da Financial Times’ın 13’üncü sayfasında yer aldı ve yazan da Martin Wolf!
Martin Wolf çok şöhretli ve çok okunan bir iktisatçıdır. Ekonomi konusunda yazdıkları da çok doğru yaklaşımlar içerir.
ABD’de son dönemde ekonomi yönetimi için işbaşına gelenler, dolar milyarderleridir, fakat görülüyor ki ekonomi bilgileri çok zayıf. Trump ABD’si, Avrupalıları, Japonları ve Güney Korelileri, ekonomik açıdan bakıldığında mantığı olmayan şekilde, dış ticaret açığı konusunda eleştiriyor. Donald Trump’ın Ticaret Bakanı Wilbur Ross milyarder olabilir ama ekonomiden o da pek anlamıyor.
IMF Başkanı Christine Lagarde, ABD’nin Trump döneminde, serbest ticaretten uzaklaşma girişimini, yani korumacılığı eleştiriyor.
Bakan Bay Wilbur Ross’un ABD’nin dış ticaret açıkları konusundaki tezi ise pek doğru değil. Bilgili iktisatçıların tezi ise farklı.
Dış ticaret açığı, bir ülkenin dış ticarete çok açık olduğunu göstermez. Gelirinden fazla harcadığını veya tasarruf ettiğinden daha fazlasını yatırıma harcamakta olduğunu gösterir. Ekonomi teorisinin gösterdiği gibi, ticaret serbestisi ile dış ticaret açığı arasında bir ilişki yoktur.
Ticaret serbestisi incelenir, cari açık durumu ile karşılaştırılıp GSYİH’ya bölünürse, ABD 177 ülke arasında dış açık açısından 98’inci büyük açık sahibi olarak ortaya çıkar. Yani ticaret serbestisi ile ticaret açığı arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Tersine liberal ticaret yapanların, çok fazla olmasa da daha yüksek ticaret fazlaları olduğu görülür.
Trump sonrası ABD’nin iyice angaje olduğu ‘protection’, yani korumacılık yaklaşımı pek mantıklı değildir. Ekonomide her şey, her şey ile ilişkilidir. İthalat üzerindeki vergiler, aynı zamanda ihracat üzerindeki vergilerdir de. İthalata ‘protection’ uyguladığınız zaman ihracata da ‘protection’ uygulamış olursunuz. İhracat için kaynakları üretimden çekmiş olursunuz. İthalatı azaltmaya girildiğinde, ithalat talebi düşerken, üstelik dolar da kıymetlenmeye başlar. Bu durumda dış ticaret /GSYİH oranı azalır, ekonomi daha kapalı hale gelir ama dış ticaret açığı azalmaz.
Ülkelerin dış ticaret açığının en iyi göstergesi ulusal tasarruf oranlarıdır. ABD sürekli düşük tasarruf eden, harcamaya dönük bir ülke olduğu için sorun yaşamaktadır. Düşük tasarruflu bir ülke olarak, sonuçta sürekli cari denge açığı üretiyor. Yani ABD tasarrufundan daha fazla yatırım yapmakta.
ABD eğer dış açıklarını azaltmak istiyorsa, yatırımını kısmalı veya tasarruflarını artırmalıdır. Ülkenin aşırı kamu harcamaları da ABD’nin dış açıklarını artırır. Bu da kamu harcamalarını kısmak yerine, yabancıların eleştirilmesine yol açar.
Aslında ABD vatandaşları, devleti ve şirketleri artık makul ölçüde tasarruf etmek zorundadır! Ama bunu Trump tayfasına kabul ettirmek zor!
Martin Wolf eleştirilerinde haklı!
(AKŞAM)