29 Ocak’ta, Japonya’daki ‘cryprto currency’ firmalarının ikinci büyüğü olan, ‘Coincheck’ adlı firma, dünyanın bugüne kadar en büyük ‘naylon para’ zararını yaşadı. Firma dünyanın en büyük hırsızlık olaylarından birine muhatap olduğunu açıkladı, olayı Financial Times Gazetesi de aynı tarihte yazdı. Cuma günü, yani olayın gazeteye düşmesinden üç gün önce, bir hırsız, firmanın piyasada ‘XEM’ adıyla tanınan ‘uyduruk’ parasından 260 bin müşteriye ait 523 milyon adedi çalmıştı. Bu kabaca 500 milyon dolara yakın bir hırsızlıktı.
Coincheck adlı firmanın baş operatörü Yusuke Otsuka, kendi yaşadıkları hırsızlığın 1990’daki, ABD’nin ünlü ‘hırsızlığı’ olan 414 milyon dolarlık bono hırsızlığı gibi bir olay olduğunu söylüyordu.
Hırsızın elinden kurtulamayan ve hırsızı da bulamayan Japon firması ise, şu anda tanesi 112 yen değerinde olan crypto’larının karşılığı için ancak ‘XEM’ başına 89.5 yen ödeyebilecek gibiydi. Ama firma başlangıçta gerçekten de tedbir almış ve her crypto paranın üstüne seri numarası da yazmıştı. Dolayısıyla hırsızlar ellerindeki sentetik paraları piyasaya bir daha pek süremezdi.
Ancak bu olay karşısında ünlü bilim adamı ve iktisatçı Paul Krugman 31 Ocak’ta New York Times’ta Bitcoin’le ilgili mükemmel bir yazı yazdı. Yazı müthiş bir örnekle başlıyordu.
Paul Krugman’ın örneğinde Hollandalı spekülatörler 1635’te piyasadaki ‘lale soğanlarına’ saldırarak hepsini toplamış ve fiyatlar arttıkça çok zengin olmuşlardı. 1637’de, yani iki yıl sonra ise, lale soğanlarının fiyatı sıfırlanınca da tüm spekülatörler perişan olmuşlardı. Krugman bir ilginç örnek daha veriyor.
Diyor ki, mesela ABD’de 100 dolarlık banknotlarla kimse pek kolay kolay bir şey alamaz. Çünkü dükkanlar 100 doları kolay kolay kabul etmezler! Amavergi öderken daha kolay kabul ettirebilirsiniz. Yani Bitcoin orijinal değeri olan ve kolay kullanılan bir şey pek değildir. Fiyatı tamamen spekülatiftir. Son altı haftada Bitcoinler, global piyasa değerini yüzde 40 kaybettiler. İlk baştan Bitcoin alanların büyük para kazandığı hikayesi de, tamamen doğru değildir.
Cryptocurrency’ler için bir ek faktör daha da vardır. Çünkü Bitcoin bir yandan da bir kültür meselesidir. Gazetecilerin Bitcoin konusunda şüpheli ve üzücü şeyler yazanlarının, konuştukları ve aktardıkları Bitcoin eleştirisi, gazetecilerin hakkında, en çok nefret mektubu yazılan olgudur.
Paul Krugman’ın berberi ona Bitcoin alayım mı diye sormuş ve de Krugman da “Sakın ha!” demiş. Gerisini anlatmıyor!
d