Peşinen ifade edeyim ki aşağıda yazacağım raporun sonucunda ben öğrencilerin haklı olduğunu düşünüyorum. Bana kızmakta serbestsiniz. Bu yazımda size geçenlerde Avrupa Birliği’nin yayınladığı bir eğitim değerlendirme raporundan bahsedeceğim. Rapora göre eğitimi terk oranında Türkiye, Avrupa birincisi oldu maalesef. Avrupa Komisyonu’nun “Avrupa’da Eğitimi Erken Terk Durumu” başlıklı raporundaki verilere göre, Türkiye kız öğrencilerin eğitimi erken terk etme oranında Avrupa ülkelerine fark atıyor. Gençlerin değerlendirildiği rapora göre, Türkiye’de kız öğrencilerin yüzde 39’u, erkek çocukların yüzde 35’i okulu bırakıyor ya da bırakmak zorunda kalıyor. Bu da her 100 öğrenciden en az 35’inin eğitimin ileri aşamalarından ve istihdamdan yoksun kalmasına neden oluyor.
Türkiye’nin ardından ikinci olan İspanya’da ise çocuklarının eğitimi erken terk oranı yüzde 19. Türkiye’nin yarısı kadar. Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin ortalaması ise yüzde 10.2. Kızlarda eğitimi erken terk etme oranı Slovenya’da yüzde 2.6, Polonya’da yüzde 3.2, Hırvatistan’da ise yüzde 3.4.
Avrupa genelinde ise kız öğrenciler erkek öğrencilere göre daha avantajlı durumda. Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti hariç diğer Avrupa ülkelerinin tamamında eğitimi erken terk edenlerin oranı erkeklerde kızlardan daha yüksek. AB ortalamasında ortaokuldan sonra eğitimi terk edenlerin ortalaması kızlarda yüzde 10.2 iken, bu oran erkeklerde yüzde 13.6 olarak gerçekleşiyor.
***
Şimdi nedir bu okulu terk etmek ve neden bir çocuk okulu terk eder? Bir düşünün okulu terk etmenin nedenleri neler olabilir? Birincisi başarısızlık olabilir, ikincisi aradığını bulamama olabilir, üçüncüsü mutsuzluk olabilir. Aslında baktığınızda yetişkinlerin işyerinde yaşadığı bütün olumsuzluklarla aynı belirtiler var. Peki ama neden?
Gelin bu işe çocuk gözüyle bakalım yani soruyu tersten soralım; bir çocuk okul neden gider? İlkokula başlarken okula koşarak giden çocuk daha sonra neden okulu terk eder? Bu eğitim dediğimiz süreç neden bu kadar korkunç mu ki çocuklar ondan kaçıyor ya da çocuklar aslında neden kaçıyor? Bu sorular uzar gider. Ama kesin olan bir şey var ki eğitim sistemimiz çocuklara cazip gelmiyor, onları mutlu etmiyor, mutlu olmadıkları için de üretim olmuyor. Sonrası malum, üretemeyen gençler dünyayla rekabet edemiyor, yaşamlarını mutsuz sürdürüyor.
***
Peki kendinize şu soruyu sorun, ister öğretmen olun, ister veli olun isterse de sokakta yaşayan birisi olun; siz olsaydınız bu sistemde okula gitmek ister miydiniz? Son zamanlarda bir okula gidip akşama kadar zaman geçirdiniz mi? Bir öğrenci gibi yani, derslere girip 40 dakika sınıfta kaldınız mı veya teneffüse çıkıp zil çaldığında bağır çağır tekrar içeri sokuldunuz mu? Sınıfta ilginizi çekmediği halde birisinin önünüzdeki kitabı dikte ettirmesine katlandınız mı? Önünüzdeki kitaptan söylenen sayfaları deftere geçirdiniz mi? Lütfen önümüzdeki yıl bir kez deneyin. Ben peşin söyleyeyim yapmak istemezdim. Çünkü sizi cezbedecek hiçbir şey yok okulda.
Bir düşünün teknolojide geri kalmış, yenilik yapmayan, tekdüze, renksiz, sizi heyecanlandırmayan, kendinizi gerçekleştirmenize değil sistemin istediği kişiyi yaratmaya çalışan, sıkıcı ve ürkütücü bir sistem. Bu sisteme çocuklar neden girsin ki, çocuklar bunu neden sevsinler ki? Bu nedenle hep söylediğimiz gibi kağıt üzerinde eğitimi, yazıp çizmeyi boş verin; eğitim bir yaşam biçimidir ve bireylerin mutlu olması için var olmuştur. O zaman şu sistemi korumaya değil yenilemeye kafa yorun. Yoksa bu sistemle bir yere varılmayacağını anlayamadınız mı daha?
(KARAR)