ABD Başkanı Trump, Davos’ta konuşurken, yeni görev almış bir satış elemanı gibiydi. Orada bulunan global şirket yöneticilerine açıkça, “Gelin, ABD’de yatırım yapın!” diyordu. Tezini kuvvetlendirebilmek için de, “ABD’de yatırım yapmak için bugünden daha iyi bir zaman hiç olmamıştı!” diyordu.
Trump, insanları ikna etmek için de şirketlerin ödediği verginin yüzde 35’ten yüzde 21’e indirildiğini tekrar tekrar gündeme getiriyor, vurguluyordu. İlaveten hisse senedi piyasasının rekorlar kırdığını, tüketici güveninin de rekor düzeyde olduğunu da ekliyordu!
Aslında sadece Trump değil birçok lider de, Davos’ta Trump gibi davranır.
Fakat Fransa’nın yöneticisi Başkan Emanuel Macron da, Davos’ta benzer şekilde methiye yapmıştı ama Macron’la Trump’ın farkı, Trump’ın “Buyurun gelin, kazanacaksınız!” sözünden başka teknik veya önemli ve yeni bir içerikle konuşmamış olmasıydı. Kaldı ki bundan önceki ABD liderleri, genelde Davos’taki işverenlere hep ABD değil, çoklukla global konulardan konuşmaya ve bilgi vermeye girişirdi. Trump’ın konuşmasının ilgi çekecek bir global vizyonu hiç yoktu!
Trump, Davos’ta global denilebilecek iki konuda konuşma yapmıştı: Biri bilinen Kore sorunları ve diğeri de terörizm konusuydu. Trump konuşmasında adeta global liderlik konuşması yapamıyordu.
Gene de Trump’ın geçen yıla oranla biraz normalize olduğunu düşünenler de var. Davos’ta birçok iş insanı, Trump’ın vergileri düşürmüş olmasını ve de regülasyonları azaltma konusundaki tezleriyle bazı iş yöneticilerini memnun ediyordu.
Ama Trump’ın saldırgan konuşması artık bilinir durumda. Trump yerine, Davos’ta yanındakiler daha içerikli konuşmuştu. Globalist danışmanı Gary Cohn, ekonomik danışmanı Steven Mnuchin, Hazine Bakanı HR McMaster ve damadı Jared Kushner tarafından bazı tezler gündeme getirilmişti.
Trump konuşmasından sonra da, eğer bir gün yaklaşımlar değişirse, daha ilk iş gününde ortadan kaldırdığı Trans Pacific Partnership (yani TPP) yeniden konuşulup değiştirilirse, konuya geri dönülebileceğini söyleyerek ortalığı yumuşattı.
ABD temsilcileri Davos’ta ilginç bir durumdaydılar. Onlara göre ‘America First’ demek ‘sadece ABD önemlidir!’ demek değildi, sadece ABD ile ilgileniriz demiyorlardı. İlginçtir, adeta Trump’ın tayfaları, başkalarının düşündüğü kadar kötü ve bencil olmadıklarını vurgulamak istiyorlardı ama Trump varken işleri zor!
(AKŞAM)