ABD Başkanı Trump bugünlerde Asya’ya ilk resmi ziyaretini yapıyor ama ABD Başkanı’nın liderlik vasfı ve kredibilitesinden, bölgedeki tüm Asya ülkeleri şüpheli.
Trump, ABD liderliğindeki ve Çin’e karşı, 12 ülkelik ticaret anlaşmasından çıkmış ve de Paris’teki iklim değişikliği anlaşmasını da bir kenara itmiş durumda.
Sonuçta Trump aslında Asya’ya ‘yaralı bir lider’ olarak ayak basıyor. Kendi ülkesinde toplumun çoğunluğundan düşük not almakta, arzu ettiği değişiklikleri, kanun olarak pek kabul ettiremiyor ve de 2016 yılında seçim ortamında, Rusya’nın kiralık ajanlarının, şimdi tevkif edilmiş olsalar da, kampanyayı para karşılığı oyun haline getirmiş olmaları kabul edilebilir gibi değil. Üstelik Trump, insan hakları konularındaki tutumuyla, ABD’nin en önemli özelliği olan demokrasi konusunda da sınıfta kalmakta.
Trump cuma günü bir de değişiklik yapmaya mecbur oldu. Daha önce Filipinler’deki Doğu Asya Zirvesi’ne katılmayacağını ilan etmişti ama bu kararını değiştirmeye ve de ABD, Çin, Rusya ve de diğer Asya ülkelerinin liderlerinin katıldığı bu zirveye de gitmeye mecbur kaldı, çünkü ABD’nin bölgeye önem vermediği tezi önem kazanmaya başlamıştı. Sonunda Trump Vietnam’da serbest ve de açık Indopasific bölge konusunda konuşma yapmaya mecbur oldu. Çin lideri Xi Jinping ile de resmi bir görüşmeye de karar verdi.
Trump, seyahatindeki iki en önemli konusunu da gündeme getirmekten vazgeçmek zorunda kaldı. Çin’den devamlı Kuzey Kore’ye nükleer silahlar konusunda baskı yapmasını talep etmekteydi. Çin’e Kuzey Kore’den kömür almaması, Kuzey Kore’nin banka hesaplarını kapatmasını ve Kuzey Koreli olup Çin’de çalışanları da işten çıkarmasını talep etmekten vazgeçmeye mecbur oldu.
Çünkü Çin lideri Xi, Trump’ın taleplerinin hepsini reddetmekteydi. Çünkü Çin savaş değil karşılıklı görüşmeyle anlaşma yapılmasını istemekteydi.
Çin lideri Xi, Trump ile yapılacak görüşmenin kavga gürültü olmadan yapılması ve de Çin’in mantıklı davranışına, Kuzey Kore konusunda görüşmelere de Trump’ın da destek vermesi konusunda, yani sulh içinde görüşme konusunda ısrarlı.
Çin diğer taraftan da, Trump’ın Çin’in piyasalarını açmak ve de Çin’in devlet sübvansiyonlarını kaldırarak hareket etmesi şeklindeki talebinin de kabul edilemeyeceğini, olsa olsa Çin ile ABD’de, şirketler birbirleriyle görüşür ve pazarlık ederler, devlet kendi politikalarını değiştirmez demesi de, Trump açısından önemli bir sorun haline geldi.
Trump’ın, beş ülke ve 12 günlük ziyareti sonunda Çin’e karşı farklı davranıp davranamayacağını görebileceğiz.
(AKŞAM)