İktisatçı ve aynı zamanda yazar Martin Wolf ezberci değildir. 30 yıldır izlediğim görüşleri genelde oldukça doğru çıkar. Wolf, 2018’ye girilirken depresyon yaratan bir politik ortamla, çok daha iyi mesajlar veren ekonomik ortam bir arada gündemde diyor. Yani gelecek belirsiz gibi diyor.
Kooperatif global siyasi düzene engeller çıkartacak neler var? Mesela liberal demokrasiyi hiç anlamayan Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi, otoriterciliğin her yerde geri gelmesi ve de ulusalcılığın her yerde ön plana çıkması ve demokratik kurumlara güvenin de, hemen her yerde azalması gibi olgular var ortada.
Ama diğer taraftan ekonomiler de şimdilik oldukça tıkır tıkır çalışmakta. Yapılan incelemelere göre ABD, Euro Bölgesi, Japonya ve de Rusya’da ekonomik tahminler optimistik. Gelecek için yapılan çok sayıda tahminler 2018’de 2017’nin ekonomisinden daha kuvvetli ve yüzde 3.2 düzeyinde piyasa fiyatlarından derlenmiş büyüme yaşayacağız diyor. Mesela Euro Bölgesi’nde işsizlik oranı son 9 yılın en düşük düzeyine inmiş durumda. Avrupa’nın motoru Almanya’nın büyümesinin, analizlere göre beklenenden çok daha yüksek olduğu da vurgulanıyor. Avrupa’da global kriz döneminde en büyük darbeyi alan Euro Bölgesi ekonomilerinin başında gelen İtalya’da bile işsizlik oranı Kasım 2017 tarihinde yüzde 11 civarına inmiş bulunuyor. Tabii işsizlik Almanya’da yüzde 3.6 düzeyine kadar düşmüş durumda ama İtalya başka, Almanya başka. Berlin’de ekonomik büyüme de kabaca yüzde 2.2 düzeyine gelmiş bulunuyor. Ama Avrupa Merkez Bankası’na göre de bu büyüme, 2017 yılı sonunda yüzde 2.4 olacak ve tahminleri de geçecek. 2018’de de, işsizlik yüzde 1-2 puan arasında daha düşecek.
Tabii kötümserler de var. Dünya Bankası global büyüme potansiyeli düşecek diyen bir rapor yayımladı. Raporda 2020 yılında global büyümenin tekrar yüzde 1.7 civarına gerilemesi bekleniyor.
Gerilemenin en az 10 yıl kadar devam edebileceği riski de gündeme getiriliyor. Bu risk büyük çapta demografik değişklikler nedeniyle olacak deniyor.
Ama düşüşün arkasında da, bir başka faktör var. Düşük borç alma faizleri artmaya başlamış bulunuyor. Global dış ticarette de korumacılık yüksek dozda artmakta. Şimdi çok düşük olan faizler birden artarsa da, korumacılık ve de global ticaretin yavaşlaması daha da çok gündeme gelir.
Türkiye’nin, hele petrol fiyatlarının 70 dolara dayanıp hızla arttığı bugünkü ortamda, risk almaması ve mevcut riski de azaltması gerek!
AKŞAM