Bu seçimin sonucunda en çok merak ettiğim Milli Eğitim Bakanı’nın kim olacağıydı. Açıkçası çok isim geldi geçti aklımdan. Ama bu isimler içinden en çok umutlandıracak isim olan Prof. Dr. Ziya Selçuk’un seçilmesi, beni ayrıca çok mutlu etti. Peki, neden bütün eğitim camiası bu kadar mutlu oldu? Sebebi çok basit on beş yıllık süreçte AK Parti eğitim alanında çok önemli adımlar attı. Ama maalesef eğitimin içinden gelen bir eğitim bakanı ve de eğitimi bu kadar iyi bilen bir bakan göreve gelmedi. Bir diğer sebep de artık, toplum eğitim olmadan hiçbir gelişme olmayacağının farkında. Bu yüzden Ziya Hoca’nın bakanlığı hepimize büyük bir umut verdi. Bugün yeni bir sayfa açma zamanı. Bu yüzden yeni bakanımıza bir şeyler yazmak istedim. Öncelikle sizden isteğimiz lütfen sabırlı olun Ziya Hocam, biz sabredeceğiz.
Eğitim hedeflerimizin yeniden tanımlanması lazım. Üniversiteler üretken değil, liseler asli işlerini yapmıyor. Okul öncesi eğitimde yüzde 50’lere yeni ulaştık. Bu oldukça düşük bir oran, bunu en az yüzde 80’lere çıkartmamız gerekiyor. Eğitimde artık fiziki mekan ve nicelik konuşmak yerine, içerik ve nitelik konuşmamız gerekiyor. 15-16 yıl eğitimden geçirdiğimiz gençlerimizin mezuniyet sonrası kazanımları oldukça kötü durumda. Bunlar uzayıp gider ki siz bunları benden çok daha iyi biliyorsunuz.
Bu ülkenin geleceği eğitim ve eğitimdeki gençlerdir
Ziya Hocam, eğitimde en büyük problemimiz ortaokulları LGS’ye, liseleri üniversite sınavlarına kurban etmemizdir. Hocam, gelin bu dönem Türkiye’ye büyük bir iyilik yapın, üniversite giriş sistemini değiştirin. Çünkü öğrencilerin yetenek, kişisel özelliklerini, proje ve fikirlerini dikkate almayan bir üniversite giriş sistemi Türkiye’ye geriye götürüyor. Bakın, sınava ve akademik yeterliliğe dayalı model liseleri de üniversiteleri de verimsiz hale getirmiş durumda. Öncelikle üniversite sınavının merkezi yerleştirme kısmını kaldıralım, sonra üniversitelere öğrenci seçme yetkisi verelim. Her bölüm ve alan için yeterliliklerine göre seçilsinler. Bu ne mi sağlar? Gençlerimize oturup ezber yapma yerine, üretme ve düşünme bercerilerine dayalı portfolyo hazırlatarak gelişimlerini sağlamış oluruz, ikincisi de öğrencilerimizi yani insan kaynağımızı doğru yönetmiş oluruz. Bu da mutlu çocuklar ve üretken gençler yaratmamıza yol açar. Bunu bu ülkede yapamayız diyorsanız, işte size örnek Applybau sistemi 5 yıldır uygulanıyor.
Sayın Bakanım, bu ülkenin geleceği eğitim ve eğitimdeki gençlerdir. Bu gençleri geleceğe -mış gibi hazırlayan öğretmen ve okullara dokunun, sizin bakış açınızın sahaya yansıması için gereken düzenlemeyi yapın. Çünkü bu memleketin dünyanın süper gücü olması, bölgesinin lideri olmasının tek yolu eğitilmiş insan gücüdür. Hoş geldiniz Sayın Hocam, iyi ki geldiniz. Sabırsızlıkla bekliyoruz çalışmalarınızı, desteğimiz her zaman sizinledir.