Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig adlı eserinde 948 yıl önce çocuk eğitimi konusunda öyle güzel sözler söylemiştir ki; adeta bugünlere bir vasiyet bırakmış gibidir. Örneğin, çocuğun çok erken yaşlarda eğitilmeye başlanmasının şart olduğunu, sıkı ve disiplinli bir eğitimden geçirilmeleri gerektiğini söyler. O, ideal insana, pratik bilgi ve halk değerlerinin aşılanması ile ulaşılacağını söyler. Yusuf Has Hacib’in eğitim konusundaki temel düşüncesi öğüt ve örneklendirmeler aracılığı ile insanları ikna etmek şeklinde özetlenebilir.
Yusuf Has Hacib hedeflediği insan tipine yaygın eğitim ile ulaşılabileceği kanaatindedir. O’nun; okulu ev, öğretmeni babadır diyebiliriz. Örneğin ebeveynin çocuğa vereceği eğitimi şu güzel sözlerle şöyle özetler: “İnsanın gönlü bir bahçedir, onu yetiştiren su, hükümdarların sözleri ve nasihatleridir. Bir bahçe devamlı sulanırsa, orada binlerce renkli ve kokulu çiçek açar.”
Eğitim felsefesinin başlıca sorularından birisi olan: “İnsan anadan mı âlim olarak doğar, yoksa yaşı ilerledikçe mi öğrenir;” sorusuna ise cevabı gayret nettir:
“İnsanın bilgisiz doğar ve yaşadıkça öğrenir, böylelikle de itibar kazanır.” Hacib’e göre, çalışmakla elde edilmeyen şey akıldır. Akıl bir Allah vergisidir, insan akıldan başka bütün faziletleri öğrenebilir. Aslında ona göre, bilgi sonradan öğrenilmekte, doğuştan âlim olunmamaktadır.
Kısacası çocuklarımızın eğitim sisteminin düzenlendiği bir dönemde O’nun çocuk eğitimi konusundaki birkaç sözünü yorumsuz olarak iletiyorum:
“Oğul kız sebebi ata ol ana. Kılınç artasa ya itilse yana/Çocukların iyi veya kötü olmalarına anne ve babaları sebep olur.”
Çocukların iyi veya kötü olmalarına anne ve babaları sebep olur.
Baba oğul- kızının yetişmesi için emek sarf ederse, oğul-kızı o terbiye ile iyi yetişebilir.
Baba çocuğunu sıkı bir terbiye altında yetiştirirse, annesi ve babası bundan dolayı mutluluk duyar. İyi yetişmiş bir çocuk, aile için kıvanç kaynağı olacak, ailenin mutluluğunu sağlayacaktır.
Eğer onu sıkı bir terbiye altında yetiştirecek biri bulunmazsa, o çocuk heder olur; sen artık ondan ümidini kes.
Oğul-kızın babası bilge ve zeki ise, oğul-kıza daima sıkı bir terbiye vermelidir; bunun usulü, çaresi budur.
Oğul- kıza bilgi ve edep öğret; bu her iki dünyada onlar için faydalı olur.
Oğul – kıza bütün faziletleri tam olarak öğret; o bu faziletler ile ileride mal sahibi olur.
Baba çocuğunu küçüklüğünde başıboş bırakırsa, kabahat ve suç çocukta değil, babadadır.
Serbest ve başıboş bırakma, sıkı tut ve kötü hareketlerine engel ol, çocuk sıkı bir terbiye altında bulundurulursa, sonunda bahtiyar olur.
Oğul -kızı başıboş dolaşmağa bırakma; başıboş kalırsa, her tarafa gider ve yazık olur.
Çocuklara fazilet ve bilgi öğretmeli ki, onlar iyi ve güzel yetişsinler.
Bilgi, fazilet, iyi tavır ve hareketi insan öğrenir ve böylece gidişi düzelir.
Çocukların tavrı, hareketi kötü ise, o kötülüğü baba yapmıştır; çocuğu iyi olmaktan mahrum eden odur.
Senin ay gibi bir oğlun veya kızın doğarsa, onu önce kendi evinde terbiye et, bu işi başka ellere bırakma.
Baba çocuğunu sıkı bir terbiye altına alıp, ona her şeyi öğretirse, çocuğu yetişip büyüyünce, sevinir.
Ey baba olan, çocuğunu sıkı terbiye et; arkadan gelenler sana gülmesinler.
Oğul-kıza bilgiyi henüz küçük iken öğret; küçüklüğünde bilgi öğrenirse hayatta başarılı olur.
Oğul-kız küçüklükte ne öğrenirse, yaşlanıp ölünceye kadar onu unutmaz.
Bir şart daha var; çocuk bilgi isterse öğrenmeğe küçük yaştan başlamalıdır.
İnsan, küçük çocuk iken bilgi öğrenir ve büyüyünce, dileğine kavuşur.
Doğuştan mert ve insan olup, yükselecek olan çocuğun daha küçükken bütün alâmetleri belirir.
Şimdi buna benzeyen şu beyti oku; düşününce, manası da anlaşılır.
Bütün olacak şeylerin olacağını gösteren bir belirtisi vardır; küçüklükten itibaren büyüyünceye kadar belirti hep kendisini gösterir.
Meyveyi, yiyecek nimetleri, çiçekte iken görmeli; her işte misal olarak, bunu örnek tutmalı.
Sonuç olarak diyorum ki: Çocuklarımız ebetteki bizim geleceğimizdir. Geleceğimizin teminatı olan gençleri geleceğe donanımlı birer birey olarak hazırlamakta görevimizdir. Geleceğe sağlam nesiller bırakmanın en kolay yolu ise atalarımızın geçişteki yaptıkları -ibretler dolusu- davranışlarından örnekler almakla olacaktır.