Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım bölümünden mezun 14 kişiden oluşan Light Up Ekibi’nin, Design Week’te sergiledikleri lamba tasarımlarının hazırlanma sürecini Letisya Evihan’dan dinledik.
Bu proje kapsamında ortaya koyduğunuz kendi tasarımınız olan ürünü anlatabilir misiniz?
“Tasarımıma Laeta adını verdim. Laeta masa üstü ve yatak başı aydınlatması olarak kullanılabilen deri bir aydınlatma elemanıdır. Deri malzemenin temsil ettiği ağırbaşlılığın aksine, Laeta genç bir algı için dinamik formda tasarlanmıştır. Tasarım sürecinde malzemenin sınırlarını zorlamak ve malzemeyi alışılmışın dışında kullanmak esas alınmıştır. Sonunda salpa ile beslenmiş deri malzemenin kıvırılıp, biye ile bağlanmasıyla ayakta duran Laeta şık ve spor bir algı ortaya koymaktadır. Ürün kroko ve lizard gibi baskı çeşitleri, farklı biye ve kenar boyası renkleri ile birçok alternatif sunmaktadır.”
Light Up! nedir? Ortaya çıkış macerasından bahsedebilir misiniz?
Letisya Evihan, “Light Up! ekibi olarak Bahçeşehir Üniversitesi Endüstri Ürünleri tasarımı bölümü mezunu 14 genç tasarımcıyız. Light Up!, Merve Adak ve Kunter Şekercioğlu Koordinatörlüğü’nde gelişen Girişimci Tasarımcı projesiyle başladı. Projenin amacı tasarımcının bir ürünün tasarımından üretimine kadar olan tüm süreci yöneterek ortaya satışa hazır bir ürün koymaktı. Tasarım sürecinden sonra hepimiz ürünlerimizi ürettirebilmek için sokağa çıktık ve üretici arayışına girdik. Doğru malzeme, doğru üretici maliyet gibi bileşenleri dengeleyerek son ürünlerimizi ürettirdik ve tasarım tescillerini aldık. Bu aşamada ürünlerimizin iletişimi üzerinde çalışmalara başladık. Ürünlerimiz artık satılmak üzere hazırlar.”
Bu süreçte ne gibi sıkıntılar yaşadınız?
“Bu süreç kolay ve akıcı bir süreç değildi. Çünkü üretici bulmak sandığımız kadar kolay olmadı. Öğrenci olduğumuz için ve adedimiz az olduğu için bizimle ilgilenmek istemediler. Şu gün gel ürün hazır olmuş olur denilen hiçbir gün ürün hazır olmadı. Tasarımlarımız üretimde kolaya kaçmak için değiştirilmek istendi. Ben bunu yapıp satarım diyerek ürünlerimizin üzerinde hak iddia edenler oldu. Anlayacağınız urunu müze sahip çıkmak için çok koşmamız gerekti. Tüm bunlar bizi ne kadar zorlasa da çok önemli deneyimler yaşadık.”
Tasarımlarınızın hazır olduğunu nasıl anlıyorsunuz?
“Tasarımlarımızı son haline getirene kadar uzun bir deneme sürecinden geçiyoruz. Mock-up’larla (örnek modelleme dosyası) başlıyoruz, ürün olmaya yaklaştığında gerçek malzeme ve üretim yöntemiyle ürettiriyoruz. Sorunlarını tespit edip revize ediyoruz. Bu işlemleri hep çevremizle ve potansiyel kullanıcılarla paylaşarak yapıyoruz. Artık sorun kalmamışsa ve potansiyel alıcılardan olumlu tepkiler geliyorsa tasarımlarımızın hazır olduğuna karar veriyoruz.”
Fikrinizi tam anlamıyla ortaya koyabildiğinize inanıyor musunuz? Ortaya çıkardığınız ürün hayalinizdeki gibi oluyor mu?
“Biz tasarımcı olarak işe ilk olarak ‘kim için tasarlıyoruz’ sorusuyla başlıyoruz. Kafamızda bir perona oluşturup, o kişi için bir moodboard (ilham tahtası) hazırlıyoruz. Bu kişi ne giyer? Nereden alışveriş yapar? Hobileri nedir? Bu sorulara gelebilecek cevapları görsel olarak analiz ediyoruz. Neticesinde tasarladığımız ürün bu cevaplarla ayni dili konuşabilmeli, aynı alıcıya hitap etmeli. Eğer tasarladığımız ürün bu gruba uyuyorsa fikrimizi ortaya doğru koyabilmişiz demektir. Bu bağlamda ekibimizin başarıya ulaştığını düşünüyoruz.”
Design Week’teki deneyimlerinizi paylaşabilir misiniz? Nasıl tepkiler aldınız?
“Ekip olarak çok iyi hazırlandık. Bir öğrenci gibi değil de ürünlerini tanıtmak isteyen bir girişimci tasarımcılar gibi tüm süreci yönettik. Anlatmak istediğimiz sadece ürünlerimiz değil aynı zamanda bu sürecimizdi. O yüzden standımızın yan duvarında süreçlerimizi sergiledik. Hem ürünlere hem sürece ilgi çok büyüktü. Bu bizi çok mutlu etti. Tasarımlarımızda değişik detaylar vardı ve aktarmak istediğimiz hissiyatlar vardı. Bu lamba nasıl ayakta duruyor ya da ışık nereden geliyor? Bu malzemeyi nasıl bu hale getirmiş? gibi merak uyandırmak istiyorduk. DWT (Design Week Turkey) bizim için inanılmaz bir kaynak oldu çünkü her gün yüzlerce insan standımıza uğradı ve her birinden ilgi gördük.”