Adam, kadının yalan söylediğini söylüyordu. Kadın ise onun ukala olduğunu tekrarlayıp duruyordu. Adam da kadına aptalca şeyleri tekrar ettiğini söylüyordu. Kadın da onu sürekli durdurup, ders anlatmaya kalkışmamasını vurguluyordu. Adam kafasını tekrar tekrar sallarken, kadın da gülüp duruyordu. Kimdi bunlar ?
Fransa’da televizyondaki, seçim öncesindeki son programda karşı karşıya kapışan Macron ve Le Pen adlı siyasetçilerdi!
Geçtiğimiz çarşamba, Fransa’nın iki başkan adayı, ‘aşırı sağdan’ Nasyonal Cephe lideri Bayan Marine Le Pen ile, ‘orta yolcu’ eski ekonomi bakanlarından Bay Emanuel Macron, kapışmada, bağırıp çağırmayla adeta seçimi kazanmanın mümkün olduğunu gündeme getirir gibi idiler. Yaklaşım pek eğlenceli değildi, hatta kötü idi. Ama diğer taraftan da iki çok farklı görüş de, alenen ortalığa dökülüyordu.
39 yaşındaki Bay Macron, Fransa’nın en iyi okullarında yetişmişti, daha önce bankacı idi, sonra da müthiş bir hızla siyasetin zirvesine zıplamış, ekonomi bakanı olmuştu. Bayan Le Pen ise 48 yaşında idi ve güçlü ve aşırı siyasi bir aileden gelmişti. Le Pen babası nedeniyle saldırgan sağcı bir aileden gelmekte idi ama kendisine miras kalan aileyi ve partiyi de, biraz ortaya doğru çekmeye de çabalıyordu .
İki adayın birbirlerini pek sevmedikleri ise alenen ortada idi. Avrupa, terörizm, Fransız ekonomisinin durgunluğu, Rusya’nın durumu, ABD’nin yaklaşımı gibi, hangi konuyu açarlarsa açsınlar, çok farklı yaklaşımlar içinde idiler.
Bay Macron, Bayan Marine Le Pen’i tehlikeli bir sağcı extremist olmakla itham ederken, onun babasının partisinin geçmişinden bir türlü kurtulamadığını da ekliyordu.
Bayan Le Pen de Macron’a buz gibi, his sahibi olamayan, soğuk ve kalpsiz bir yatırım bankacısı olarak kaldın diyerek, Macron’u hırpalamaya çalışıyordu.
Macron seçimden bir gün önce kabaca 20 puan kadar önde diye düşünülüyor. Bu nedenle de seçimi kazanacağı genel görüş. Tabii Macron önde olmanın verdiği rahatlıkla televizyonda daha soğukkanlı kalmayı başardı. Programını peşpeşe noktalar halinde ve sakince aktarmaya çalıştı. Macron Avrupa’ya açık bir Fransa istiyordu. Fransa daha fazla iş ve üretim yaratacak bir yaklaşım içinde olmalı diyordu. Fransa kapalı bir ülke değil diyordu.
Bayan Le Pen de 2.5 saat kadar da Macron’a Fransa ve Avrupa üzerindeki görüşlerini tekrar tekrar anlatmaya çalıştı. Le Pen Fransa’nın sanayi sektörleri ve kurumları çökmüş durumda diyordu. Ona göre Fransa sınırlarını göçmenlere ve İslamiyetçilere kapamalı idi. Tekrar tekrar, globalleşme Fransa’ya yaramaz diyordu. Macron’a sen işçileri hırpalar, patronlara hizmet edersin diyordu.
Macron ise, sen peşpeşe yalan söylüyorsun, ülkeyi daha iyi duruma getirecek bir şey söylemiyorsun diyor, sonunda da, sen çok akılsızca şeyler söylüyorsun ama daha akıllı şeyler söylenmesi gereken bir yaştasın, uyan diyordu.
Bakalım pazar akşamı neler olmuş olacak?
(AKŞAM)