Milli Güç; bir ülkenin, amaçlı eylemler yoluyla stratejik hedefleri izleme kapasitesidir.1 Bir ülkenin başka ülkelere etki edebilmesi, caydırıcılık sağlayabilmesi ya da onları ikna edebilmesi; o ülkenin milli gücü ile doğru orantılıdır.
Milli güç nasıl ölçülür?
Tarihsel süreç incelendiğinde, milli gücü ölçmede tek değişkenli ve çok değişkenli yaklaşımlar görülmektedir. Önceleri tek değişkene bağlı ölçüm denemeleri yapılırken, gelişen teknolojinin de etkisiyle çoklu değişkenlere dayalı çalışmalara olan ihtiyaç artmıştır. Tek değişkenli yaklaşımlarda; sadece deniz kuvvetlerinin hacmi ile gücünü, askeri güce ilave olarak ülkenin sadece gayri safi milli hâsılasını, benzer şekilde sahip olunan elektrik ve petrol cinsinden toplam enerjiyi ya da milli geliri güç dizini olarak kabul eden çalışmalar mevcuttur. Çok değişkenli yaklaşımlar ise, Klaus Knorr (1956) ile başlamış, yıllar içinde bu konuda birçok farklı çalışma yapılmıştır. Clifford German; 1960 yılında aşağıdaki denklemde gösterilen ve “German Dizini” olarak adlandırılan güç dizini formülünü geliştirmiştir.
Milli Güç = Nükleer kapasite x (Toprak + Nüfus + Sanayi tabanı + Askeri güç)
Burada; “nükleer kapasite” ana belirleyici unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Başka bir deyişle German’a göre, nükleer kapasitesi olmayan bir ülkenin milli gücü de olmamaktadır. İlerleyen yıllarda pek çok yöntem üzerinde farklı hesaplamalar yapılsa da 1975 yılında Ray Cline; devletlerin bilinen gücünü sıralayan bir formül yaratmak için; hem kabiliyetleri, hem de sorumlulukları bütünleştirmeyi amaçlayan aşağıdaki denklemi geliştirmiştir.2
Algılanan güç = (Nüfus ve toprak + Ekonomik kabiliyet + Askeri kabiliyet) x (Stratejik amaç + Ulusal stratejiyi takip etme arzusu)
Bu çalışmaların bazı kısımları Amerika Birleşik Devletleri ordusu tarafından uzun vadeli eğilim tahminlerini geliştirmede kullanılmıştır.3
2000’li yıllara gelindiğinde ise “Endüstri Çağı Sonrasında Milli Güç Ölçme” isimli bir çalışma kaleme alınmıştır. İstihbarat birimlerinin milli güç hesaplamalarına yardımcı olması maksadıyla yapılan bu çalışmaya göre; Milli Kaynaklar (teknoloji, girişim, insan kaynakları, finansal kaynaklar, doğal kaynaklar), Milli Performans (harici sınırlamalar, altyapı kapasitesi, fikirsel kaynaklar) ve Askeri Kabiliyetler (stratejik kaynaklar, dönüşüm kabiliyeti, savaşabilme yeteneği) ana başlıkları altında bir güç dizini oluşturulmuştur.4 Benzer şekilde ABD Savaş Koleji görevlilerinden Jablonski tarafından yayınlanan bir makalede de milli güç unsurları; Doğal Etkenler (coğrafya, kaynaklar, nüfus) ve Sosyal Etkenler (ekonomi, politika, askeri, psikoloji, bilgi) olmak üzere iki ana başlık altında bir güç dizini oluşturacak şekilde oluşturulmuştur.5
2005 yılında A. Naci Ünal6 tarafından yapılan doktora çalışmasında; 2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu web sitesinde bulunan; demografik, psiko-sosyal ve kültürel, ekonomik, bilimsel ve teknolojik, askeri, siyasi ve coğrafi olmak üzere yedi ana başlıkta toplanan güç dizini doğrusal model kullanılarak Milli Güç belirlenmesine yönelik bir çalışmaya taban teşkil etmiştir. Bu yedi ana başlıktan yararlanılarak, alt başlıklar türetilmiş ve bir güç dizini oluşturulmuştur. Ardından Türkiye ve komşu ülkelerinin Milli Güçleri bilgisayar yardımıyla kıyaslanmıştır. Sonuçta, bir ülkenin milli gücünün ancak bir başka ülkenin milli gücüyle kıyaslandığında ortaya çıkan somut güç şeklinde oluştuğu belirlenmiştir.
Şimdi ülkelerin varlıklarını korumaları kapsamında önemli bir yere sahip olan Milli Güç kavramına “ülkelerin markalarının ve ülke markası değerinin” katkısı var mıdır? sorusu üzerine düşünelim. Milli güç modellerinin geçmişten bugüne gelişimine bakıldığında ekonomik gücün modellerde her daim yer aldığını ve 21.yy’da çok daha önemli bir unsur haline geldiğini görüyoruz. Değerli markalar ise güçlü ekonomilerin itici gücü olarak rol oynuyor.
Türk markaları ve “Türkiye markasına” dair…
Brand Finance’in Türkiye’nin en değerli markaları raporuna göre, Türkiye’nin en değerli yüz markasının toplam değeri 29.3 milyar dolar. Türk Hava Yolları 2.45 milyar dolar marka değeri ile Türkiye’nin en değerli markası. İkinci sırada 2.35 milyar dolar değer ile Türk Telekom, üçüncü sırada ise 1.9 milyar dolar ile Arçelik var7. 2016 yılı Interbrand dünyanın en değerli markaları ve yaklaşık değerlerine baktığımızda ise ilk on şu şekilde sıralanıyor8: Apple 178 milyar dolar, Google 133 milyar dolar, Coca Cola 73 milyar dolar, Microsoft 72 milyar dolar, Toyota 53 milyar dolar, IBM 52 milyar dolar, Samsung 51 milyar dolar, Amazon 50 milyar dolar, Mercedes-Benz 43 milyar dolar, General Electric 43 milyar dolar marka değerine sahip. Ülkemizin en değerli yüz markasının toplam değeri (29.3 milyar dolar), dünyanın en değerli 15. markası Facebook’un (32.5 milyar dolar) değerine henüz ulaşamamış durumda. Güçlü Türk markası yaratma noktasında, marka yönetimi açısından neler yapılabileceğine dair belki yüzlerce yazı kaleme alınmıştır. Meselenin bir de “ülke orijini ve markalaşma” boyutu var ki, kuşkusuz son derece önemli. Bir ülkeyle ilgili zihinsel çağrışımlar ve inançlarla oluşan, “ülke orijini” algısı, bir ülkenin markalarının değerini, o ülkenin markaları da ülke orijini algısını etkilemektedir. Örneğin, 2. Dünya savaşı öncesinde zayıf bir imaja sahip Japonya, sonraları Sony markasının Trinitron televizyonları ve Honda ile Toyota’nın başarıları sayesinde değişmiştir9. Küresel olarak güçlenen markalar o ülkenin imajı için harikalar yaratabilirler.
Diğer taraftan bakıldığında, ülkelerin de, kimlik ve itibarlarını oluşturan değerlerin toplamından oluşan, “ülke marka değerleri” hesaplanmakta. Ülke markalarının da tıpkı diğer markalar gibi, güçlü ve zayıf yönlerinin nasıl algılandığı, insanların o ülkeyi turist, yatırımcı ya da yerleşme amaçlı tercihleri üzerinde etkili. Özgün bir metodoloji geliştirerek bunu ölçen Futurue Brands, 2014-2015 Country Brand Index çalışması10 bunlardan bir tanesi. Ülke Marka Endksi çalışmasına 75 ülke dahil edilmiş ve değerlemede, ölçülen altı boyut ortalamasının üzerinde algılanan sadece 22 ülke “marka ülke” olarak kabul edilmiş. Bu altı boyut ise; “değer sistemi”, “yaşam kalitesi” ve “iş yaşamı için elverişli olma” yani ülkenin statüsü, ve “turizm”, “tarihi miras &kültür” ve “made in” boyutlarından oluşan ülke deneyiminden oluşmakta. Tabloda ilk 10’a giren marka ülkeleri ve bu altı boyuta göre sıralamalar görülmekte.
Benzer bir endeks, “The Anholt-GfK Nation Brands Index11 adıyla hesaplanmakta. Anholt-GfK, her ülkenin marka imajınının gücünü ve kalitesini bu kez şu altı boyutla ölçüyor: ihracatlar, devlet yönetimi, kültür ve tarihi miras, insanlar, turizm, yatırım ve göç.
Ülke markası inşasında sahip olunan “yumuşak güç” (kültür, bilim, sanat, spor, eğitim vb.) unsurlarının kullanımı ve “kamu diplomasisi” de önemli rol oynamaktadır. Yumuşak güç unsurları ile farklı ülkelerdeki hedef kitleler ile olumlu ilişkiler kurmak mümkün olabilir. Kamu diplomasisi ise sahip olduğu araç ve teknikler ile ülkelerin markalarını inşa etmede çok önemli rollere sahiptir. Ülkelerin “yumuşak güçlerini” harekete geçiren, kamuoylarına karşı bu güçleri etkin şekilde kullanan, sivil toplum örgütlerini, medyayı, kanaat önderlerini, üniversiteleri belirlenen amaçlar doğrultusunda buluşturan kamu diplomasisi, ülke markası oluşumunda söz sahibidir. Kamu diplomasisi teknik ve yöntemlerini etkili şekilde kullanarak markalarını inşa eden ülkeler, yeni uluslararası sistemde güçlü bir imaj ve algı oluşturmaktadır12.
Bugün dünya ülkeleri, uluslararası ilişkilerde yeni güç dengeleri, yerel ve küresel ekonomide değişen politikalar, güvenlik ve göç konuları gibi farklı tehdit ve fırsatlarla karşı karşıya. Bu yeni düzende, ülkemiz de mevcut potansiyelini en verimli şekilde kullanarak güçlü markalar ve güçlü Türkiye markası yaratabilir. Yeni dinamiklerle şekillenen milli güç modellerine Türkiye markasının algılanan değerinin ve markalarımızın değerinin de eklenmesi ile ilgili çalışmalar yapılabilir.
Yrd. Doç. Dr. Ahu Ergen / Bahçeşehir Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. A. Naci Ünal / Bahçeşehir Üniversitesi
Kaynakça:
1. A.J. TELLIS, vd., “Measuring National Power in the Postindustrial Age”, Santa Monica, 2000.
2,3,4. YARMAN, ÜNAL, “Stratejik Karar Verme Boyutunda Bilgi Toplama/İşleme Amaçlı Karar Destek Sistemleri, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara, 2015.
5. D.Jablonsky, Guide to Strategy – National Power, US Army War College, 2001, pp.87-106
6. ÜNAL Ahmet Naci, “Stratejik Karar Verme Modelleri” İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, 2005.
7. http://brandfinance.com/images/upload/turkey_100_report_2016_for_print.pdf
8. http://interbrand.com/best-brands/best-global-brands/2016/ranking/
9. Kotler ve Keller, Marketing management, 14e.
10. Futurebrand, Country Brand Index, 2014-2015, http://www.futurebrand.com/uploads/CBI-14_15-LR.pdf
11. http://nation-brands.gfk.com/
12. Abdullah Özkan, “Ülke Markası” İnşasında Kamu Diplomasisinin Stratejik Rolü, http://www.kamudiplomasisi.org/makaleler/makaleler/138-uelke-markas-nasnda-kamu-diplomasisinin-stratejik-rolue