Nabi Şensoy adlı okul arkadaşımızın rahmetli olduğunu 7 Şubat’ta öğrendik. Yüzlerce okul arkadaşı, ben de dahil, inanamadık!
Nabi’yle 1960’lı yıllarda tanışmıştık. Üniversiteye, İstanbul’dan, İngiliz lisesi High School’dan gelmişti ama gelir gelmez Ankara’da Cebeci’deki Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin en çalışkan, sosyal, uyumlu, bilgili ve sevilen öğrencilerinden biri olduğu gibi, müthiş bir sporcu olduğu da ortaya çıkmıştı. ‘High School’dan’ yetişen birçok erkek öğrenci gibi, futbolu mükemmel oynardı. Size çalımı atar, sonra da gülerek, herkesi keyiflendirirdi. Okulun küçük bahçesinde yapılan beşer kişilik turnuvalarda da zaman içinde daha çok keyif almaya başladık, yakınlaştık ve de dost olduk.
Ben ekonomi okumaya meraklıydım ama sürekli çalışan biri de değildim. Rahmetli kardeşimiz ‘Hacı Erol’ gibi, ben de sınav öncesindeki son günlerde, gece çalışan biriydim. Sonunda üniversite hocası olduğuma inanan sayısı bu nedenle azdı. Nabi ise peşinen karar vermiş, kararlı ve kuvvetli bir diplomat adayıydı.
İnsanları seven, güleryüzlü ve keyifli bir insan olan Nabi, Mülkiye’de çok sayıda yeni arkadaş da edinmişti. Ben de bunlardan biriydim. Mülkiye’de insanlara farklı isimler de takılırdı. Mesela İzmirli ‘Bacak Mehmet’ veya İstanbullu ‘Koçero Deniz’ gibi takma isimlerimiz oldu, zaman içinde de gerçek isimler unutuldu. Ama Nabi Şensoy’un takma ismi olmadı. Çünkü o eğitime başlangıçta bile, ciddi bir ‘devlet memuru’ gibiydi.
Nabi, üniversite, askerlik ve Ankara’da Dışişleri çalışmalarından sonra 1980-1983 arasında Washington’da konsolosluk görevi yaptı. 1985-1988 arasında ise Londra’da konsolosluk görevindeydi. 1988-1990 arasında dışişleri konusunda Cumhurbaşkanı’nın danışmanı oldu. 1990-1995 arasında ise İspanya’da Türkiye Büyükelçisi’ydi. 1998- 2002 arasında ise Rusya’da Türkiye Büyükelçisi oldu. 2006-2009 arasında ise Türkiye’nin ABD Büyükelçisi olarak görev yaptı.
Ben 1970- 1981 arasında 11 yıl kadar ABD’de kalıp, önce öğrencilikle İşletme Master’i ve de Ekonomi Doktorası unvanları almış, 5 yıllık eğitimim bitince de Atlanta’da, ünlü Emory Üniversitesi’nde 6 yıl ekonomi hocalığı yaptıktan sonra, 1981’de Türkiye’ye dönmüştüm. Sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde 27 yıl hocalık yapıp, emekli olup, 10 yıldır da Bahçeşehir Üniversitesi’ne hoca olarak geçmiştim.
Nabi ise emeklilik sonrası İzmir’e yerleşmiş ve yazları Çeşme’de geçirir olmuştu. Yaz aylarında Çeşme’de görüşürdük. Ancak ileri yaşlarda, 2006’da, Gülgün Hanım’la evlenmeyi gerçekleştirebilecek zaman bulmuştu. Ama sağlık sorunları onu ailesinden, eşinden ve de arkadaşlarından kopardı.
Onu unutmayacağız tabii.
(AKŞAM)