Bunu bir daha yazmalıyım diye düşündüm çünkü bir eğitimci olarak bu benim vicdani yükümlülüğümdür. Neden bahsediyorum; son bir ayda 12 ilde 5 bine yakın öğrenciyle buluştum. Öğrenciler okul başarılarının sınav sonuçlarına yansımasındaki adaletsizliğe ve buna bağlı okulların yapay not vermesinden yani OBP konusunda çok dertliler ben de bunu dile getirmeye söz verdim. Daha önce yazdığım konuyu tekrar yazmalıyım diye düşündüm. Belki bu sefer duyan olur.
Konu şu; gerek üniversite sınavında gerekse lise giriş sınavlarında okul başarı puanlarını öğrencilerinin yerleştirme puanlarını hesaplarken kullanıyoruz. Hatta bu puanın kullanımı konusunda yıllardır büyük tartışmalar sürüp gidiyor. Bütün tartışmaların temelinde de bu puanların verilirken objektif olmaması ve sınav puanlarına eklenirken kullanılış şekliyle ilgili. Eskiden ÖSYM bu konuda o kadar hassas davranıyordu ki en son değiştirilmeden önce bu iş objektif olsun diye OBP hesaplama yönergesinde 28 farklı değişken kullanılmıştı. Ama maalesef bu kadar objektif ve istatistiğe uygun hesaplama bir anda ortadan kaldırıldı. TEOG’da kullanılan yılsonu başarı puanı ise tam bir felaket ve bu şekli tam mahkemelik. Bunların temelinde ne var biliyor musunuz? MEB okul notlarının objektif olduğuna inanıyor ve bunu hiç sorun etmiyor. Oysa bu notların peynir ekmek gibi dağıtıldığını bilmeyen yok. Aksine kimse okulda verilen puanların objektif ve bilimsel olduğuna inanmıyor. Hal böyle olunca da bu puanların kullanılması sürekli tartışılıyor.
***
İşin en kritik tarafı ise okul notlarının üniversite sınavında kullanılan kısmı, tam bir komedi. Ama bizim için komedi öğrenciler için önlem alınmazsa bu komedi drama dönüşüyor. Size bu olayın gelişimini kısaca anlatmaya çalışayım. Hatırlar mısınız kesintili 12 yıllık zorunlu eğitim yasasına Meclis’te bir madde eklenmişti. Madde ile üniversite giriş sisteminin okul başarısını hesaplayan kısmını yani AOBP kaldırmayı ve OBP’yi yeniden düzenlemeyi amaçladılar. Değişikliği hatırlamanız açısından kısaca anlatayım, eski sistemde öğrencilerin okul puanları okulların puan verme işlemi birbirinden farklı ve sübjektif olmasından dolayı yeni bir işleme tabi tutularak yeniden hesaplanıp kullanılıyordu. Böylece not şişirme, bol keseden not verme gibi eşitsizlikler çözülüyordu. Kısacası okulun notları şişirmemesi için istatistiksel ayarlamalar yapılıyordu. Örneğin bir okul notları şişirmişse ÖSYM bu okulun notlarını çan eğrisi sistemine göre düşürüyordu. Böylece objektif not veren okul karlı not şişiren okul zararlı oluyordu. Düşük olan okulu da yükseltiyordu.
***
Şimdi bu değişti hem de ne değişiklik. Sistem o kadar kabaca ve istatistikten yoksun ki sormayın gitsin. Okul başarı puanı sistemi şöyle çalışıyor; öğrencinin 100’lük sistemde başarı puanı “5” ile çarpılıyor çıkan rakam da “0.12” ile çarpılıp öğrencinin sınav puanına ekleniyor. Bu bir felaket, bu durum ne ölçme değerlendirme bilimine uyar ne istatistiğe uyar. Bu tam bir istatistik garabeti, şimdi bir düşünün bir okul bütün öğrencilerine “100” tam puan verse bütün öğrenciler 500 OBP ve bunun karşısında tam puan olan 60 puan alıyor. Bunu engelleyen hiçbir şey yok. Daha basit anlatayım bir okulun birincisi 100 diğer okulun 90 olsun, 100 olan 60 puan alıyor 90 olan 54 puan alıyor. 90 olan okulun birincisi “6” puan kaybediyor. Bu çok ciddi bir kayıp, dolayısıyla okul yöneticileri öğrencilerine düşük ya da yüksek not verdiğinde eski sistemde bu istatistikî yöntemlerle eşitlenirken şimdi tam tersi yüksek ve şişirilmiş not veren destekleniyor. İşin ilginci bunu engelleyen bir yaptırımda yok. Bu durumun daha kötüsü TEOG’da var, öğrencilerin 6, 7 ve 8.sınıf notları toplanıp ekleniyor. Yani kısacası yüksek not veren şişiren kazanıyor.
Şimdi bunun hem öğrenci bazında sakıncası var. Çünkü öğretmenlerin verdiği notlarda herhangi bir eşdeğerlik sağlanamadığı için ciddi farklar doğuyor. Ayrıca bu puanlama sistemi başarılı öğrencilerin okuduğu okulları daha başarısız öğrencilerin okuduğu okula göre dezavantajlı yapıyor. Bu durumda da öğrenciler okul değiştirmeyi çare olarak görüyor. Not şişiren okullar kazanıyor.
Şimdi ister sevin ister sevmeyin, ben sınavları hep eleştiririm ama bir adaleti vardır. Ancak okul başarı puanına bakar mısınız? Bu tam bir adam kayırmaca ve adaletsizlik kokuyor. Bunu hem MEB hem de YÖK hemen düzeltmelidir. Bu vebalin altından kimse kalkamaz. Bu çocukların hakkını yiyen bir sistemdir. Benim önerim okul başarısının ya tamamen devre dışı bırakılması ya da politikacıların değil bilim adamlarının yaptığı formüller kullanılmasıdır.
(KARAR)