Başka türlü düşünelim: Neden bizim seçimlerimiz ABD ekonomisini, bizim sanayi verilerimiz Çin ekonomisini etkilemiyor da onlarınki bizi etkiliyor. Neden bizdeki gelişmeler dünyada etkisini göstermiyor? Hiç düşündünüz mü? Şunu belirteyim, dünyayı etkileyen bir güce sahip olmanın iki anahtar kelimesi var: İnovasyon ve girişimcilik, tabii bunların olması için de güçlü ve üreten bir eğitim ve bilim sistemi.
Kısacası, devlet olarak hepimizin yapması gereken tek şey, eğitim sistemini çağın gereklerine uygun üreten, yeni ekonomiye uygun endüstri 4.0, STEM, girişimci, inovasyona yatkın mezun yetiştirmesini sağlamak. Peki, ne durumdayız: Buyurun, size OECD’nin son araştırması, OECD’nin yaptığı şimdiye kadarki en kapsamlı küresel eğitim araştırmasında Türkiye 76 ülke arasında 41.sırada yer alıyor. Sıralamada ilk 5’te Asya ülkeleri, son 5’te ise Afrika ülkeleri var.
Singapur’un başı çektiği sıralamada, İngiltere 20’inci sırada. OECD yetkilileri, sonuçları temel alarak yapılan kıyaslamanın, eğitim ve ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı gösterdiğini söylüyor. Araştırmada, ilk gördüğümün Asya ülkelerinin önümüzdeki 10 yıl içinde dünyaya yön vereceği ve bunu da eğitimle başaracaklar bu kesin.
Türkiye için yol haritası
Stanford Üniversitesi’nden Prof. Eric Hanushek ve Münih Üniversitesi’nden Prof. Ludger Woessmann’ın ortaklaşa yazdığı araştırma raporunda, “eğitim standartlarının ülkelerin uzun vadedeki refah üretimine dair güçlü bir gösterge olduğu” vurgulanıyor. Raporda, “Kötü eğitim politikaları ve uygulamaları çok sayıda ülkeyi sürekli bir ekonomik durgunluğa sokuyor” deniliyor.
Raporda, en çarpıcı kısım nedir derseniz: Türkiye 15-17 yaş arası gençlerin var olan temel kabiliyetlerini geliştirebilirse, ülkenin GSYH’si ve gelişme oranı yüzde 400’ye yakın artabilir deniliyor. Yani OECD diyor ki, “hiçbir şey yapmanıza gerek yok elinizdeki gençleri sadece yeteneklerine göre eğitin, onlar iş çağına geldiğinde Türkiye yüzde 400 GSMH’sini artırabilir.” Müthiş bir tespit ve Türkiye için harika bir yol haritası. Maalesef ben bu konuda umutsuzum.
Bu araştırma sizin okulda ne anlattığınızı değil, bunun ürüne dönüşmesini önemsiyor. Çağımızın okulu ve eğitimi gençlerin potansiyelini ortaya çıkaracak araçlardan, STEM’den, küresel becerilerden ve bu becerileri uygulayan okuldur. Bu açıdan öğretmen herkes olmalı, işin içine profesyoneller girmeli, işin içine dijital dünya girmeli yoksa başaramayız.
Bu klasik eğitimde ısrar etmenin ne memlekete ne gençlere ne de ülkemizin geleceğine faydası yoktur. Bu açıdan artık gecikmeden çözüm üretmemiz gerekiyor. Bu konuda hepimize çok fazla görev düşüyor.
(Posta)