Geçen hafta MEB’in yaptığı yeni Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık yönergesini yazdım. Olumlu ve olumsuz tepkiler için herkese teşekkür ederim. Bugün bu konunun devamını yazmak istiyorum. Aslında o yazıda ifade etmek istediğim konuyı açıklamak istiyorum. ‘Rehber Öğretmen’ diye bir şey yoktur aslında bu başlı başına bir hatalı tanımlamadır. Şöyle ki; Rehber Öğretmen dediğimiz öğretmene yüklediğimiz anlamlar ve kavramlar o kadar hatalı ki, bu görevleri yapmalarını bırakın bu görevlerin bir arada ifade edilmesi bile yanlıştır.
***
Şimdi ne diyoruz; psikoloji danışmanlık yaparlar, kariyer yönlendirme yaparlar, eğitimsel rehberlik yaparlar şimdi de nöbet tutarlar hatta sınav görevi bile yaparlar. Bunları tek tek açıklayacak olursak; psikolojik danışmanlık bunlar içinde en önemli kavram, peki neleri içeriyor; okula uyum, kişilik gelişimi, ergenlik ve gençlik sorunları, aile ve genç problemleri, okul terkinin nedenleri ve çözümleri, kaygı vb.
Bir de diğer görevlerini tanımlayalım; kariyer danışmanlığı diye bir görevleri daha var. Peki bu neyi içeriyor; mesleki yönlendirme, yetenek keşfi, yetkinlik belirleme, akademik yönelime bağlı kariyer değişimi ve en önemlisi geleceğin becerilerini belirlemek ve buna uygun olarak öğrencileri yönlendirmek. Sadece bu iki görevi bile yan yana koyduğunuzda bir uyumsuzluk ve baştan başarısızlık göze çarpıyor. Yukarıdaki tanımlarda göreceğiniz gibi iki ana alanda da “rehberlik” özel bir alan değil. Rehber Öğretmenliği herkes yapabilir, okul müdürü de öğretmen de yapabilir. Ama psikolojik danışmanlık veya kariyer danışmanlığı çok özel alanlardır ve sadece uzman olanlar yapabilir.
Bu sebeple MEB’e önerim “rehber öğretmen” tanımını kaldırın ve “psikolojik danışman” ve “kariyer danışmanı” olarak iki alan tanımlayın. Neden mi? Birincisi okullarda psikolojik danışmana ihtiyaç had safhada, şiddet, yasaklı madde kullanımı, başarısızlık, intihar ve en önemlisi yüzde 30’u geçen okul terki gibi çok büyük sorunlarımız var. Bu sorunlarımız hızla artıyor. Bunun çözümü okul “psikolojik danışmanlık” servislerinin sadece bu alanlarda çalışmak üzere yapılandırılmasıdır. Bunun için psikoloji mezunları veya psikolojik danışmanlık mezunları görevlendirilmelidir. Bu uzmanları tek alanı yukarıdaki sorun alanlarının iyileştirilmesi olmalıdır. OECD verilerine göre öğrencilerimiz okullarda mutsuz, umutsuz, psikolojik sorunlar yaşıyor. Bunun yanında yine OECD ve MEB verilerine göre okul terk oranları yüzde 30’un üzerinde. Peki soruyorum size bu sorunu kim nasıl çözecek? O yüzden sürekli akademik ders anlatmak yani matematik, fizik, tarihi çok anlatarak bu sorunu çözemezsiniz. Bu sorunun çözümü psikolojik destek birimlerinin çalışmasıdır.
İkinci alan olan “Kariyer danışmanlığı” size basit gelebilir. Ama bir ülke düşünün ki geleceğini 5 yıl sonrasını, 10 yıl sonrasını tamamen tesadüflerle belirliyor. Üniversite sınavı yapıyoruz burada sorun yok ama hangi öğrencinin hangi kriterlere göre ne okuması gerektiği, gelecekte hangi alanlarda öğrencilerin yöneltileceğini okullarda bilen yok. Milyonlarca öğrenci boşluk doldurma yöntemi ile bölüm seçmekte ve seçtiği alanı sadece bugünkü verilerle, çevresindeki insanların hiçbir vizyona veya bilimsel bilgiye dayanmayan sözleri ile seçmekte. Bu süreç ülke için hayati önemdedir. Gençlerimizin ülkenin geleceği ve kendi gelecekleri için daha bilimsel daha vizyoner bir yöntemle yönlendirilmesi ve kariyer süreci yaşamaları için okullarda “kariyer danışmanı” kadrosu oluşturulmalıdır. Bu alanda çalışacak kişiler herhangi bir alandan mezun olabilir. Üniversitelerde “kariyer danışmanlığı” lisansüstü programları bitiren uzmanlar okullarda görevlendirilerek bu soruna çözüm üretilmelidir.
***
Peki neden bu kadar önemli; çünkü her yıl 600 bin öğrenci tekrar sınavlara giriyor, her yıl yüzbinlerce genç tesadüfi bölümler tercih ediyor, üniversitelerle adaylar arasında bir etkileşim yok, gelecek projeksiyonu kurulmadığı için bugüne göre yönlendirme yapılıyor bu da insan kaynağının çok kötü kullanılmasına yol açıyor. Ayrıca okullarda hali hazırda görev yapan ve alanı bu olmayan rehber öğretmenler öğrencilere geleceğin dünyasını, geleceğin alanlarını, dünyanın diğer ülkelerinde ki üniversiteleri hedef olarak gösterememekler. Bu sebeple “kariyer danışmanlığı” alanı zorunluluktur.
Toparlarsak; “rehber öğretmen” diye bir kadro olmaz, olması gereken daha büyük ve çözümsüz sorunlar yaşamamak için “psikolojik danışman” ayrı “kariyer danışmanı” ayrı iki kadro tanımlamaktır. Özellikle liselerde çok hızlı bir şekilde bunu yapmaktan başka çaremiz kalmadığını bizzat sahada olan birisi olarak görmekteyim. Yarın çok geç olmadan bu yapılanmanın MEB’in gündemine girmesini hayati önemde görmekteyim.
(KARAR)