Donald Trump seçimden sonraki ilk üç ayında da ABD içinde ve dışında o kadar eleştirilmeye başlamıştı ki, bir şeyler yapması gerekiyordu. Yapacakları eleştirmenleri de şaşırtmalıydı. Geçtiğimiz Günlerde Çin Başkanı Xi, ABD’de görüşmeye gelmişti. Trump mesela Çin ile sağlam bir diyalog başlatmalı idi. Çünkü Kuzey Kore nükleer silah üretimi yatırımlarını hızla arttırmakta idi. Kuzey Kore lideri üvey kardeşini bile öldürtmekten çekinmemişti. Onu en iyi Çin frenleyebilirdi.
Ama eğer Çin, ABD’nın arzusuna yakın şekilde, sürekli ağır tahrik yapan Kuzey Kore’nin durdurulması konusunda adım atmazsa ve yardım etmezse de, adımı atmak ABD’nin kendisine kalacaktı. Bu durumda neler olur, mesela Rusya ne reaksiyon verir, konusu da pek bilinemiyordu.
Ama Suriye hiç beklenmedik bir atak yaptı. Suriye en çok Rusya’ya, biraz da İran’a dayanıyordu zaten!
Geçen hafta Trump, seçim kampanyasından beri en güvendiği insanlardan biri olan Başdanışmanı Steve Bannon’u pasifize etniş ve Ulusal Güvenlik Konseyi üyeliğinden uzaklaştırmıştı. Bannon agresif, tutucu, saldırgan, hatta ırkçı bir kişiliğe sahipti. Trump’ı ve bakanlarını o kadar zor durumda bırakıyordu ki, sonunda Trump, Bannon’u görevden uzaklaştırmaya mecbur kalmıştı. Bu ABD içine bir mesajdı, çünkü Trump üç aydır yapacağım dediği şeyleri pek yapamamıştı. Ama önce ABD içine bir mesaj vermek zorunda idi, bu nedenle agresif Bannon acilen uzaklaştırıldı.
İkinci olarak dünya geneline de bir mesaj gerekli idi.
Trump dünya geneline, mecburen “Çin Kuzey Kore’yi pasif hale getirmeyecekse ben kendim yaparım!” demek zorunda kaldı. Trump çok da şanslı, çünkü uluslar arası mesaj için fırsat aniden önüne çıktı. Suriye Başkanı Esad’ın çocukları bile gaz ile bombalayarak barbarca bir atak yapması, tam Trump ve ekibinin aradığı ve başarılı olmanın kolay olduğu türden bir ataktı. Tabii daha sonra neler olur kimse bilemez ama Trump burada riski aldı.
Esad onlarca kişiyi (sayısı henüz bilinmiyor ama 86 rakamı ortada dolaşıyor) gaz bombaları ile öldürtünce Trump emir verdi ve ABD de Akdeniz’deki iki destroyerden Sayrat adlı Suriye üssüne 59 tomahavk füzesi fırlatıldı. Bu arada çevre köylerde yaşayan dördü çocuk dokuz kişi hayatını kaybetti. Hava saldırısında 56 Tomhavk füzesi kullanılmıştı. Ucaklar ve helikopterler de hedeflerin arasında idi. Bu üs sadece Suriye ve Esad tarafından kullanılmıyor, Ruslar da bu üsden faydalanıyor. Bu nedenle Rusya ve İran Trump’ın saldırısını ağır şekilde eleştirdi.
Bundan sonrasını anlamak için özellikle Rusya, İran ve Çin’in tutumunu görmemiz gerek. Bundan sonra sıra Kuzey Kore’ye gelirse, daha ağır, global çapta etkiler ve sonuçlar gündeme gelebilir.
(AKŞAM)