Uçak kazalarında, yaralanmaları minumuma indirmenin mümkün olduğunu ve bazı önlemlerin hayat kurtarıcı olduğunu belirten Doç. Dr. Hasan Kerem Alptekin, “Uluslararası havacılık literatürüne göre çarpma anında en güvenli pozisyon ‘brace’ pozisyonudur” dedi.
Son zamanlarda Türkiye’de ve dünyada artan uçak kazalarında her ne kadar öncelik canlı kalabilmek olsa da yaralanmaları en aza indirmek de bir hayli önem taşıyor. Bazı önlemlerin hayat kurtarıcı olduğu kadar kas iskelet yaralanmalarını da azalttığını söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Fiziktedavi ve Rehabilatasyon Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Hasan Kerem Alptekin, en güvenli pozisyon olan ‘brace’ pozisyonunu anlattı.
“KAFA TRAMVASINA NEDEN OLABİLİR”
Uluslararası havacılık literatürüne göre çarpma anında en güvenli pozisyon ‘brace’ olduğunu ifade eden Doç. Dr. Hasan Kerem Alptekin şunları söyledi; “Bu pozisyonda baş mümkün olabildiğince öne eğilir, dizler koltuğa doğru yanaştırılır ve baş yukarıdan ellerin birleştirilmesiyle korunur. Çarpma sırasında bu durumun sağlanması ve aynı zamanda kemerin takılı olması hayatta kalma şansını artırmakta ve yaralanmaları da azaltmaktadır. Bu tür bir çarpışma sırasında en çok korkulan durumlardan biri kafa ve boyun bölgesinin yaralanmasıdır. Özellikle kafatası kemiğindeki kırıklar çökme kırığı gibi olabileceği gibi küçük çatlaklar sessiz bir şekilde seyredebilir ve sonrasında bu kafa travması ile çeşitli kanamalar meydana gelebilir”
“OLASI OMURİLİK YARALANMALARINI ENGELLER”
Boyun omurlarının çarpma anında oturma pozisyonunda olması whiplash denilen kamçı yaralanmasının oluşmasına neden olduğunu belirten Alptekin, “‘brace’ pozisyonu başı her iki bacağın arasına alarak aynı zamanda boynun da bu whiplash denilen hızlanma –yavaşlama döngüsü kaynaklı yaralanmayı da engeller. Bununla birlikte ‘brace’ pozisyonunda gövde alanı yarıya düşürülerek iç organlarla ilgili yaralanmalar azaltılmaktadır. Öne eğilmenin getirdiği en önemli risk ise sırt ve bel omurlarında gerçekleşebilecek kırıklardır. Bu bölge kırığa karşı en dirençli bölge olduğu için en azından boyun bölgesindeki omur kırıklarını ve olası omurilik yaralanmalarını engelleyecektir. Bu oturma pozisyonu sırasında , önden gelen darbeler ile kalça çıkıkları, leğen kemiği ve femur kırıkları meydana gelebilir” şeklinde konuştu.
“ÇARPMADAN SONRAKİ ŞOK AĞRIYI HİSSETTİRMEYEBİLİR”
Çarpma anından sonraki durumlara dikkat edilmesini gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Hasan Kerem Alptekin son olarak şunlara dikkat çekti; “Çarpma anından sonra yaşanan şokla birlikte kişi ağrılı bölgelerinin çoğunu önemsemeyebilir. Bu noktada kazadan sonra yapılan detaylı muayeneler ufak kırık, çatlak gibi yaralanmaların atlanmamasını sağlar. Ayrıca bazı omurilik yaralanmalarında radyolojik görüntüleme yöntemleri hasar göstermese bile o kişide spinal kord yaralanması gelişebilir. Bu nedenle bu tür kazalardan kurtulan tüm yolcuların şikayetleri olmasa bile yakın takipleri önemlidir”