42 kez açıklanan üniversite sınav sonuçlarının 43’üncüsü YGS sonuçları olarak tekrar kamuoyuna duyuruldu. Rakamlar, analizler, ortalamalar, standart sapmalar, taban puanlar, uzman görüşleri havada uçuştu. Böylece 2.3 milyon gencimizin bir yıllık hummalı çalışmasının ilk etap sonuçları belli oldu. Olmasına oldu da ben bir şey anlamadım; neden çocukların hepsi mutsuz. Normalde bir kısmının mutlu olması gerekmiyor mu? Bu rakamları ben de yorumlamak ve sevgili gençlere birtakım önerilerde bulunmak istiyorum. Ama gençlere geçmeden önce eğitimci sıfatıyla konuşan herkese bir çağrım var; lütfen bu sınavlarla ilgili yorum yapmadan önce bu sınav sisteminin terk edilmesi ve yerine daha insani sistemler bulunması gerektiğini ifade edin. Harvard, Stanford, MIT gibi dünyanın en büyük üniversiteleri öğrencileri yetenekleri, becerileri, CV’lerine göre seçebiliyorsa bizim çocuklarımızın da hak ettiği sistem budur diyelim. Yazık bu çocuklara, susan konuşmayan eğitimci kimliğini sorgulamalıdır.
***
Dönelim rakamlara; 2017 Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı sonuçlarına göre herhangi bir puan türünden 180 ve üzerinde puan alarak barajı aşan 1 milyon 506 bin 479 aday var. Sınav giren 700 bine yakın aday kendisine sorulan 160 sorudan toplam 38 tanesini yapamadığı için başarısız olmuş. Kalan öğrenciler LYS’ye girme hakkını elde etti. Bu adaylar, 4-17 Nisan 2017 tarihleri arasında ÖSYM resmi internet sitesi üzerinden başvurularını yapacaklar ve ikinci basamak sınavına girecekler. ÖSYM verilerine göre sınava başvuran 2 milyon 265 bin 844 adayın 102 bin 949’u sınava girmemiş gözüküyor. Neden acaba? ÖSYM, sınava girmeyen adayları arayarak bunun cevabını öğrenmelidir bence.
Sevgili gençler; bir puan aldınız, sıralamanız var. Bunun ne anlama geldiği üzerine herkese bir sürü soru soracaksınız. Ben size bunu kısaca anlatayım; ben sizin yerinizde olsam YGS sonuç karnemi yırtar çöpe atarım çünkü içindeki verilerden sadece bir tanesi işinize yarıyor gerisi çöp. Şimdi anlatayım; YGS puanları yerleştirmede işinize yarıyor mu? Eğer önlisans ve çok az sayıda YGS bölümü istemiyorsanız kesinlikle yaramıyor. Şimdi onu siyah bir keçe kalemle çizin, peki sıralama yarıyor mu? Kesinlikle hayır, şimdi onu da silin. Hatta o sıralamalara hiç bakmayın çünkü önünüzde sizinle aynı kulvarda olmayıp önünüzde sıralanan on binlerce adam var. Onlar LYS’de kendi yollarına gideceği için birden önünüz açılacak. Şimdi YGS karnenize bakın TC Kimlik numaranız, adınız ve YGS doğru yanlışlarınız kaldı. O doğru yanlışları bir kâğıda yazın kenara koyun. Çünkü YGS’den size kalan sadece o doğru yanlış sayınız olacak. Onu cebinize koyup LYS’ye hazırlanın. Göreceksiniz çok başarılı olacaksınız.
***
Bu arada lütfen daha önce söylediğim, yazdığım gibi kendinizi birilerinin açtığı o kara deliğin içine atmayın. Amacınız bir üniversite okuyup memur olarak atanıp hayatınızı sürdürmek olmamalı. Amacınız geleceğin insanına dönüşmek olmalı. Bunun için puan, not değil başka şeylere ihtiyaç var. Kendinizi geleceğin mutlu insanı haline getirmek için lütfen hedeflerinizi ve o hedeflere giden yolu doğru çizin. Bugünkü dünyayı değil geleceği düşünün ve ona göre hedefler koyun. Mutsuz olmanız için hiçbir sebep yok, birilerinin size dayattığı “başarısız” fiilini reddedin. Her biriniz dijital dünyanın çocukları olarak farklı yetenek ve becerilere sahipsiniz. Yapmanız gereken becerilerinizi keşfetmek yoksa ömür boyu “diplomalı beceriksiz” olursunuz.
Dün sosyal medyadan eğitimcileri “sınav girdabına” karşı çıkmaya davet ettim. Bir eğitimci! bana “hocam çocuklarımızın kafasına bunları sokmayın, onlar sınava hazırlanıyor. Onlar ancak bu yolla başarılı olur” dedi. Biraz sıkıştırınca “Hocam ben de bu sistemin yanlış olduğunu biliyorum ama cesaretim yok çocuğuma söylemeye” dedi. Unutmamalısınız ki cesaretimiz olmadığı için her yıl çocukları bu sınav girdabına kurban ediyoruz. Yetmedi mi ülkenin geleceği gençleri tek sınava mahkûm etmek. Bütün paydaşlarıyla oturalım konuşalım nasıl ABD, Kanada, Almanya, İngiltere gençlerini en insani şekilde üniversiteli yapıyorsa biz de öyle yapalım. Bunun için herkese görev düşüyor.
(KARAR)