Kurumlarımızın başarıları da başarısızlıkları da toplumu ilgilendirmektedir. Hele hele eğitim alanında bu çok daha önemli hale geldi. Hafta sonu yapılan lise giriş sınavları ile ilgili haftaya geniş bir şekilde yazacağım.
Bu açıdan kurumlarımızın doğrularını takdir etmek ve yanlışlarını eleştirmek onlara her zaman güç verecektir, bundan çekinmemek gerekiyor.
Özellikle üniversiteler ve onların üretkenliği hakkında daha cesur ve yol gösterici olmak en büyük ihtiyacımız haline geldi. Bu hafta sonu yükseköğretim alanı ile ilgili çok güzel haberler aldık.
Geçtiğimiz haftalarda üniversitelerin yeniden yapılandırmasında zorlu bir süreçten geçen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bu hafta bizi sevindirdi.
Türk yükseköğretim sistemi 24-25 Mayıs’ta Fransa’da düzenlenen Avrupa Yükseköğretim Alanı Bakanlar Zirvesi’nde ‘Yeterlilikler Çerçevesi’, ‘Avrupa Kredi Transfer Sistemi’ ve ‘Diploma Eki’ başlığı altındaki üç konuda da tam puan aldı.
Avrupa Yüksek Öğretim Alanı, 48 ülkeden oluşuyor. Bu kapsamda son olarak 24-25 Mayıs tarihlerinde Fransa’da Avrupa Yükseköğretim Alanı Bakanlar Zirvesi düzenlendi. Zirveye, YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı ortak bir heyetle katıldı. Zirvede, daha önce Derece Sisteminin Geliştirilmesi (Yeterlilikler Çerçevesi, ECTS Sistemi ve Diploma Eki Süreci) ‘Tanıma’ ve ‘Kalite Güvencesi’ alanlarında belirlenen 2018 hedefleri açısından “Türkiye’nin dikkate değer gelişmeler kaydettiği” belirtildi.
Türkiye’ye tam not
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, “Bu zirvedeki tespitler bize gösteriyor ki, Bologna Süreci’nde pek çok Avrupa ülkesinin önünde yer almaktayız. Bu çok önemli ve olumlu bir gelişme” değerlendirmesi yaptı. ‘Türkiye Kalite Değerlendirme Süreçlerine Öğrenci Katılımı’nda üye ülkeler ortalamasında, ‘Uluslararası Değerlendirme Süreçlerine Açıklık’ alanında tam not aldı, tanıma süreçlerinde de Türkiye, üye ülkeler ortalamasında gelişme gösteren ülkeler arasında yer aldı.
‘Bu neden bu kadar önemli?’ diyeceksiniz, küresel rekabet ortamında eğitim kalitesini artırmak ve uluslararası ekosistemde varlık gösterecek nitelikli insan kaynağı yetiştirmek bu dönemde tek sermayemiz. Bu açıdan üniversiteler ve yükseköğretim bizim en önemli kurumlarımız. Bu kurumlarımızın rekabet ortamına girebilmesi, hatta bu rekabette ‘Ben de varım’ demesi bizim için hayati önemde. Emeği geçenleri başta Başkan Yekta Saraç hoca olmak üzere kutluyorum.